Son zamanlarda sosyal medyada ilginç bir resim gördüm ve bu, modern yaşam tarzı hakkında derin düşüncelere yol açtı. Resimde bir goril var, bu goril ormanda tırmanmak yerine donanımlı bir ofis ortamında oturuyor. Bu dijital çağın gorili bilgisayar, tablet, rahat bir kanepe ve tam bir ofis masa sandalye setine sahip. Bu görüntü bana kendi durumumu hatırlatmadan edemedi.
Kendimi o büyük goril gibi buluyorum, sık sık hareketsiz bir şekilde ekrana bakarak sanal dünyada kayboluyorum. Ancak durumum daha da sade görünüyor - dış dünya ile iletişim kurmak için sadece bir akıllı telefona sahibim. Bu karşılaştırma hem komik hem de hafif alaycı, gülümsememe neden oluyor.
Bu sahne, modern insanların yaşam tarzı hakkında düşünmemi sağladı. Bizler 'dijital goril' mi oluyoruz? Elektronik cihazlara o kadar mı bağımlıyız ki, gerçek dünyanın zenginliğini göz ardı ediyoruz? Teknoloji bize kolaylıklar sağlasa da, acaba dijital dünyadan 'uzaklaşmanın' ve doğayı kucaklayıp gerçek insan ilişkilerini hissetmenin zamanı gelmedi mi?
Bu resim sadece ilginç bir illüstrasyon değil, aynı zamanda modern yaşamımızın bir aynasıdır. Bize, teknolojinin getirdiği kolaylıkların tadını çıkarırken sanal ve gerçek yaşam arasında bir denge kurmamız gerektiğini, çevremizdeki dünyaya olan algımızı ve bağlantımızı korumamız gerektiğini hatırlatıyor. Belki de zaman zaman telefonumuzu bırakıp odadan çıkmalı ve gerçek dünyanın güneşini ve havasını hissetmeliyiz.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son zamanlarda sosyal medyada ilginç bir resim gördüm ve bu, modern yaşam tarzı hakkında derin düşüncelere yol açtı. Resimde bir goril var, bu goril ormanda tırmanmak yerine donanımlı bir ofis ortamında oturuyor. Bu dijital çağın gorili bilgisayar, tablet, rahat bir kanepe ve tam bir ofis masa sandalye setine sahip. Bu görüntü bana kendi durumumu hatırlatmadan edemedi.
Kendimi o büyük goril gibi buluyorum, sık sık hareketsiz bir şekilde ekrana bakarak sanal dünyada kayboluyorum. Ancak durumum daha da sade görünüyor - dış dünya ile iletişim kurmak için sadece bir akıllı telefona sahibim. Bu karşılaştırma hem komik hem de hafif alaycı, gülümsememe neden oluyor.
Bu sahne, modern insanların yaşam tarzı hakkında düşünmemi sağladı. Bizler 'dijital goril' mi oluyoruz? Elektronik cihazlara o kadar mı bağımlıyız ki, gerçek dünyanın zenginliğini göz ardı ediyoruz? Teknoloji bize kolaylıklar sağlasa da, acaba dijital dünyadan 'uzaklaşmanın' ve doğayı kucaklayıp gerçek insan ilişkilerini hissetmenin zamanı gelmedi mi?
Bu resim sadece ilginç bir illüstrasyon değil, aynı zamanda modern yaşamımızın bir aynasıdır. Bize, teknolojinin getirdiği kolaylıkların tadını çıkarırken sanal ve gerçek yaşam arasında bir denge kurmamız gerektiğini, çevremizdeki dünyaya olan algımızı ve bağlantımızı korumamız gerektiğini hatırlatıyor. Belki de zaman zaman telefonumuzu bırakıp odadan çıkmalı ve gerçek dünyanın güneşini ve havasını hissetmeliyiz.