Piyasa Anormal Sinyalleri ve Ekonomik Veriler Arasındaki Çelişki

Son zamanlarda finansal piyasalarda bazı anormal sinyaller ortaya çıktı. Hisse senedi, tahvil ve döviz piyasaları aynı anda büyük dalgalanmalar yaşadı, S&P 500 endeksi hafta içinde %5 artış gösterdi, ancak dalgalanmalar çok yoğundu. 10 yıllık ABD Hazine tahvili getirisi %4,47'ye fırladı, dolar endeksi ise nadir bir şekilde 100 seviyesinin altına düştü ve bu durum hisse senedi, tahvil ve dövizde üçlü bir çöküş oluşturdu. Bu arada, altın fiyatı ons başına 3200 doları aştı, yen ve İsviçre frangı gibi geleneksel güvenli liman para birimleri güçlendi, doların güvenli liman konumu sarsıldı.

Ekonomi verileri açısından bazı çelişkili sinyaller ortaya çıktı. CPI verileri beklenmedik bir şekilde düştü, bu durum esas olarak benzin fiyatlarındaki azalmadan kaynaklanıyor. Ancak, çekirdek enflasyondaki konut ve gıda fiyatları hâlâ artış gösteriyor, bu da enflasyon baskısının hâlâ mevcut olduğunu gösteriyor. PPI aylık bazda %0.4 azalarak, pandemiden bu yana en düşük seviyeye ulaştı ve talep daralması ile maliyet sertliğinin bir arada bulunduğunu yansıtıyor, bu durum durgunluk belirtilerinin erken aşamalarını gösteriyor. Dikkate değer olan, mevcut verilerin henüz yeni gümrük tarifelerinin etkisini yansıtmadığı ve piyasanın buna daha iyimser bir şekilde tepki verdiğidir.

Likidite açısından bazı kriz sinyalleri ortaya çıkmıştır. Uzun vadeli devlet tahvili fiyatları büyük ölçüde düşmüş, bu da devlet tahvillerinin teminat olarak değerinin düşmesine yol açmış, hedge fonları devlet tahvillerini zorunlu olarak satmak zorunda kalmış ve düşüş-satma-yeniden düşüş sarmalı oluşmuştur. Repo piyasasındaki baskı artmış, BGCR ile SOFR arasındaki fark genişlemiş, teminat finansman maliyetlerinin ani artışını yansıtmış ve likidite katmanlaşması derinleşmiştir.

Ayrıca, ABD büyük bir borç yeniden finansman baskısıyla karşı karşıya, 2025 yılında neredeyse 9 trilyon dolarlık borç vadesi dolacak, yabancı yatırımcıların büyük çapta satış yapması likidite baskısını artıracaktır. Tarife politikaları açısından, ABD'nin Çin'e uyguladığı tarifeler %145'e yükselirken, Çin'in karşı tedbiri %125'e çıktı, ticaret savaşında kısmi bir rahatlama olsa da uzun vadeli riskler hala mevcut.

Pazar Görünümü ve Anahtar İzleme Göstergeleri

Gelecek bir süre içinde, piyasa savunma mantığına yönelebilir. Fonlar, ABD doları varlıklarından, altın, yen ve İsviçre frangı gibi ABD dışı güvenli varlıklara geçmeye devam edebilir. Stagflasyon ticareti baskın hale gelebilir ve uzun vadeli ABD tahvilleri ile yüksek kaldıraçlı hisse senedi varlıkları satılma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Önemle takip edilmesi gereken göstergeler arasında: ABD tahvilleri likidite durumu, özellikle 10 yıllık getiri oranının %5'i geçip geçmeyeceği; Çin'in ABD tahvilleri üzerindeki değişim durumu; Japon Merkez Bankası'nın döviz kuru müdahalesi yapıp yapmayacağı; yüksek getirili tahvil farklarının seyri gibi unsurlar bulunmaktadır. Bu göstergeler piyasalara önemli sinyaller sağlayacaktır.

Genel olarak, mevcut piyasa "enflasyon kaygılarından" "dolar kredi krizi + stagflasyon" çift etkisine geçiyor. Geleneksel hisse senedi-bono ters korelasyonu giderek etkisini yitiriyor; yatırımcıların ekonomik verilerdeki değişikliklere dikkat etmesi ve varlık dağılımı stratejilerini zamanında ayarlamaları gerekiyor.